GüncelMakaleler

BELLEK | 9 Mayıs 1945 ve Zafer Günü!

1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda Türk devleti Ermenistan’ı işgal ve ilhak etmek için fırsat kollamıştır. Sovyetlerin yenilgisini ve Nazilerinin zaferini beklemiş ve ummuştur.

Son yüz yıl içerisinde iki paylaşım savaşı görmüş olan insanlık, savaşların yıkım, açlık, yoksulluk, ölüm ve göç demek olduğunu görmüş ve anlamıştır. Fakat dünya üzerinde hegemonya savaşlarını sürdüren süper güçlerin pazarlara hakim olma yarışı dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir.

Yeni bir paylaşım savaşı tehlikesinin dillendirildiği günümüz koşullarında, tüm insanlığın ortak talebi elbette ki barış olacaktır. Maalesef emperyalist haydutların bitmek tükenmek bilmeyen pazarlara hakim olma yarışı bölgesel olarak yaşanırken; Ukrayna’da Kafkaslar, Ortadoğu, Afrika’da, Uzakdoğu’da vb. yerlerde yaşanan saflaşmalar ve gerilimler beraberinde daha büyük boyutlu bir savaşı, -paylaşım savaşını- tetikleyebilecek gelişmelerdir.

Bu türden bir gelişmenin sonuçları ise tasavvur edilemeyecek kadar kötü ve sancılı olmaktadır.

1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda halkların başına bela olan Alman emperyalizmi, II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda da yine sahneye çıkmıştır. Dünya’da süregelen kapitalizmin 1929 Buhranı etkisiyle kapitalistler İspanya, İtalya, Almanya’da faşist iktidarları işbaşına getirmişlerdir. Bu faşist iktidarlar emperyalist kapitalist haydutların çıkarları Avrupa’nın bir ok ülkesini işgal etmişler en sonunda da gözlerini o dönem işçi sınıfının iktidarda olduğu Sovyetler Birliği’ne dikmişlerdir.

Aslında başta Almanya olmak üzere faşist iktidarların başından beri asıl hedefi Sovyet iktidarı olmuştur. Almanya’nın öncülüğünde faşist ve gerici güçler, işçi sınıfı iktidarını yıkmak için harekete geçmişler, Sovyetler Birliği’ne saldırmışlardır. Dünya’da ilk defa işçi-köylülerin iktidarı ele geçirdiği Sovyet Rusya’sı ise Hitler faşizminin esas hedefi haline gelmiştir. Hitler, Sovyetler için “öyle bir darbe alacaklar ki bir daha kendilerine gelemeyecekler” demiştir.

Gelecek saldırıyı ve tehlikeyi önceden gören J. Stalin önderliğindeki Sovyetler, Almanya ile savaştan önce 1939 yılında “Saldırmazlık Anlaşması” yapmıştır. Ne var ki Hitler faşizmi kendi imzaladığı anlaşmayı hiçe sayarak, Sovyetleri esas alan saldırılara geçti. Bütün Avrupa istisnasız teslim alınmış, işgal ülkelerin ordularının da desteğini alarak Polonya üzerinden Sovyetlerin ele geçirilmesi hamlesine başlanmıştır. Hitler bu saldırının adına “Yıldırım Harekatı” demiştir.

1939-1945 yılları arasında cereyan eden II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda savaşı Sovyetler Birliği etrafında kenetlenen 15 Cumhuriyetin katılımıyla Hitler faşizmi yenilgiye uğratılmış, zafer işçi sınıfına ve ezilen dünya halklarına armağan edilmiştir. Bu yüzden 9 Mayıs 1945 tarihi faşizme indirilen darbe olarak o günden bu yana, “Zafer Günü” olarak kutlanmaktadır.

Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra gerek 15 Cumhuriyet’te gerekse Doğu Avrupa ülkelerinde iktidara gelen ulusal-milliyetçi-anti komünist yönetimler “9 Mayıs 1945 Zafer Günü” kutlamalarını iptal etmiştir.

Bugün sadece Rusya-Moskova’da her yıl kutlanan “9 Mayıs Zafer Günü” kutlamaları komünist yüzüyle değil, Rus milliyetçiliğini güçlendiren yönüyle ele alınmaktadır. Zafer kutlamaları diğer emperyalist güçler ABD ile AB’ye karşı başta nükleer silahlar olma üzere askeri kapasitenin propaganda edilmesi ve gözdağı yürüyüşlerine dönmüştür.

Dün 15 Cumhuriyet’in katılımıyla ortak kazanılan Zafer’den sonra bugün halklar, birbirleri ile savaşır duruma getirilmişlerdir. Sovyetler Birliği’ni oluşturan halkların Beyaz Rusya’da, Ukrayna’da, Stalingrad’da, Leningrad’da, Kafkas cephelerinde “Anavatanın Savunulması” için gösterdikleri fedakarlıklar ve kahramanlıklar yok sayılmakta, tarihin tozlu raflarında unutturulmak istenmektedir.

İnsanlık, 1915 Ermeni Soykırımı’ndan sonra, 1945’te ise Yahudi Holokost’u ile karşı karşıya kalmıştır. Yahudiler, Romanlar, LGBTİ+’lar, komünistler, kısaca faşizmin normlarının dışında olan herkes en barbar, en vahşi uygulamalar ile öldürülmüşlerdir.

Holokost’ta 6 Milyon Yahudi hayatını kaybetmiştir. Başta Yahudiler olmak üzere “bütün öteki”ler dönemin hükümetleri tarafından hedefe konulmuş, cadı avı başlatılmış ve katledilmeleri için başta Polonya’da inşa edilen Auschwitz Toplama Kampı olmak üzere irili ufaklı inşa edilen toplama kamplarına gönderilmişlerdir. Burada masum insanlar gaz odalarında öldürülmüşlerdir.

13 Ocak 1945’ten sonra yenilmeye başlayan Hitler faşizmine karşı Kızıl Ordu, Auschwitz Kampının özgürleştirilmesinde de önemli rol oynamıştır. Kızıl Ordu kampın özgürleştirilmesi için başlatmış olduğu harekattan sonra yüzbinlerce insanın hayatını kurtarmıştır.

Hovannes Bağramyan, Hamazasp Papaçanyan, Hovannes İsahakyan, Nver Safaryan

Büyük Vatanseverlik Savaşında Ermeni Halkı

1939 yılında başlayan II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda Sovyet Ermenistan’ı daha ilk günden Sovyet Rusya’sı ile beraber olacağını belirterek 20 000 gönüllü askeri cepheye göndermiştir. Sovyet Ermenistan’ı Sovyetler Birliği’nin savunulmasına var gücü ile katılarak faşizmin yenilgiye uğratılmasında üzerine düşen görevi yerine getirmiştir.

1939 tarihli nüfus sayımına göre 1 281 599 olan Hayastan nüfusundan 600 000 kişi savaşa katılmış, bunlardan 250 000 kişi faşizme karşı savaşta ölümsüzleşmişlerdir. Ermeniler Sovyetlerin düşmesi durumunda, bir soykırım tehlikesi ile yeniden karşı karşıya kalınabileceği bilinciyle hareket etmişlerdir. Bu yüzden Beyaz Rusya, Moskova, Stalingrad, Leningrad, Ukrayna… gibi birçok cephede kardeş Sovyet halklarıyla beraber kanlarını dökerek zafere ortak olmuşlardır.

Ermeni halkı “Büyük Vatanseverlik Savaşı”na savaşlarda yetkinleşmiş en değerli askerlerini göndermiş ve zaferin kazanılmasında rol oynamıştır. Gönderilen 7 Tümen askerden öne çıkan 1 Amiral, 3 Mareşal, yüzlerce General Sovyetler Birliği’nin en yüksek madalyaları ile ödüllendirilmişlerdir.

Bugün halen Rusya’da ve Ermenistan’da şehitler arasında anılan; Mareşaller Sovyetler Birliği (Süvari), Hovannes H. Bağramyan (Havancı), Armenak A. Kamperyan (Tankçı), Hamazasp S. Papaçayan (Donanma Komutanı), Amiral Hovannes S. İsahakyan, Orgeneraller Mikael Parschyan, Levon Orpeli… sadece öne çıkan binlerden bazılarıdır.

Hovannes Haçaduri Bağramyan, Sovyetler Birliği Mareşalidir. 2 defa Sovyetler Birliği Kahramanı ünvanıyla ödüllendirildi. Artsakh doğumludur. I. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda Antranik Paşa ile “Gönüllüler Ordusu”nda yer aldı. 1917 Ekim Devrimi’nde Lenin’in Kafkasya temsilcisi Stepan Şahumyan ile Bolşeviklere katıldı. Antranik Ozanyan ile Erzurum’a (Garin) kadar geldi. Hayastan’ın işgalci Osmanlı-Türk Ordularına karşı verilen Sardarabad savaşına katıldı.

Miasnikyan ile Hayastan’ın Kızıl Ordusu’nun inşasında görev aldı. 1931 yılında Moskova’da Rus Askeri Akademisi’nde çalışmaya başladı. Savaş başlayınca Batı Cephesi’nin savunulmasında yer aldı.

Almanya’nın saldırılarını püskürtmek için savaş planları hazırladı. Alman faşistlerinin Kiev’den Moskova’yı kuşatma saldırılarına engel oldu. Kiev’de çembere alınan Kızıl Ordu’yu çemberden kurtarınca “Kızıl Bayrak” ödülüne layık görüldü. Bağramyan Orgeneralliğe yükseltilerek I. Derece “Suvarov” ile ödüllendirildi. Baltık, Beyaz Rusya cephelerinde savaştı. J.Stalin tarafından “Sovyetler Birliği Kahramanı” madalyası verildi.

Almanya’nın dünyaca tanınmış Orgenerali Linderman’ın ordularını dağıtan Bağramyan’ın zaferi “Baltık kapılarını açtı” ifadeleriyle Times Gazetesi’nde manşet oldu. 1941yılından 1945 yılına kadar cephelerde geceli gündüzlü Anavatan Savunması’nda yer aldı.

Bir başka komutan ise Nver Safaryan’dır. Van Erciş (Arceş)’de dünyaya geldi. Babasını 1915 Soykırımı’nda kaybetti. Anlatılanlara göre babası yakılarak öldürüldü. Annesiyle beraber Ermenistan’a göç etti. Annesini salgın hastalıktan kaybedince 12 yaşında yetim kaldı. Eğitimini askeri okulda sürdürdü. Moskova’ya gitti. II. Emperyalist Paylaşım Savaşı başladığında yüksek rütbeli subay olan N. Safaryan Ukrayna’da Nazi’lere karşı savunma savaşlarına katıldı.

Ermenilerden oluşan “Tamanyan Gurubu”nun başına getirildi. Berlin’in kuşatmasını yöneten isimler arasında yer aldı. İlk defa 89. Tamanyan Tümeni ile Oder nehrini geçerek Frankfurt’a girdiler. Berlin’i işgal eden kuvvetler arasında yer alan N. Safaryan, sokak savaşlarında adını tarihe altın harflerle yazdırdı.

Berlin’i ele geçiren 89. Tamanyan Tümeni’nin 7 000 asker ve subayı Sovyetler Madalyası ile ödüllendirildi. Tümen savaşçıları 9 000 Nazi askerini yok ederken, 11 000 askeri de esir aldılar. Zafere adlarını yazdırdılar.

Pusuda Bekleyen Türkiye!

Moskova’nın düşmesi için Almanya; 10 İtalyan, 10 Fin, 22 Roman, 13 Macar, 179 Alman toplam 240 Tümen ile Stalingrad’a saldırdı. Stalingrad savaşı altı aydan fazla sürdü. İlkin Kızıl Ordu savunmaya geçerken ikinci dönemde hücum ile Nazileri Berlin’e kadar kovalamış ve teslim almışlardır. Stalingrad Savaşı’nda Türkiye Ermenistan sınırına yığınak yaparak Stalingrad’ın düşmesinden sonra Hayastan’ın işgal edilmesi planlanmıştı.

Türk gazetelerinden Ulus manşetinde sevinç içerisinde “Almanların tavırları doğrudur, Sovyetlere karşı hücumları yerindedir” diye yazıyordu. 1941 yılında Başbakan olan Şükrü Saraçoğlu ise “kızıl ordunun mahvolmasını candan diliyor, böyle bir fırsatın yüzyılda bir olabileceğini, bunun gerçekleşmesinin Türk halkının eski bir dileği” olduğunu bildiriyordu.

Hitler faşizminin yanında olduğunu ifade eden Türk devleti Alman ve İtalyan gemilerinin Boğazlardan Karadeniz’e geçişlerine izin verdi. Fakat karşılarında bulunan Hay Amiral Hovannes U. İsahakyan gemilerin Karadeniz’e ulaşmalarına engel oldu. Hay halkı, -7’den 70’e herkes- bir kez daha Türk işgaline karşı hazır bir bekleyiş içerisinde olmuşlardır. Ne var ki Nazilerin yenilgisi Türk devletinin işgalci ve yayılmacı hayallerini ertelemesine neden olmuştur.

Ermeni halkı sadece Sovyet Ermenistan’ı ve dolayısıyla Sovyetler Birliği’nin savunulmasında yer almamıştır. Hayastan dışında yaşayan Ermeniler, hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar o ülkenin anti-faşist mücadelesinde yerlerini almışlardır. Bunlar arasında Fransa’da Misak Manuşyan, Bulgaristan’da Hermine Razkratlıyan, Yunanistan’da A. Ghukasyan, Brest’de Kristopar Alevertyan… vb. vb. ilk akla gelenlerdir.

Bulgaristan’da faşizme karşı direniş savaşında yakalanan ve öldürülen 18 yaşında Partizan kadın “Saşhka” Hermine Razkratlıyan annesine yazdığı son mektubunda şöyle diyordu: “Sevgili anneciğim, sana büyük üzüntü yaşattığımı biliyorum. Seni ve babamı sevdiklerimi yalnız bıraktığım için beni affet. Ne olursa olsun, benim için üzülme. Benimle övünmelisin. Hayatımı halkların mutluluğu ve özgürlüğü için armağan ettiğim için. Acımızın boşuna olmayacağına ikna oldum. Şunu iyi biliyorum Kızıl Ordu gelir ve hepimizi kurtarır. Ve Bulgaristan üzerinde Özgürlük güneşi doğar. İşte o günleri görmeyi bir bilsen ne kadar çok isterdim…”

Bulgar halkı onu bağrına bastı. O, işkence görmüş ve acı çekmiş bir kahraman olarak ölümsüzleşti. Brest Savunmasında çatışmalara katılan General K. Alaverdyan askerleri ile kuşatma altında olmasına rağmen askerleri ile savaşarak ölümsüzleşti. Yunanistan’da anti-faşist mücadelede yine savaşarak ölümsüzleşen A. Ghukasyan öne çıktı.

Leningrad Savunması için yapılan savaşlarda özellikle Sovyetler Birliği’nde çifte kahramanı olarak yüceltilen ve “Kahramanların Kahramanı” unvanı alan pilot Nelson Stepanyan büyük işler başarmıştır. “Kalbim attığı sürece, son kan damlasına kadar vatanı savunmayı kutsal görevim olarak görüyorum” dedi.

N. Stepanyan 1944’te korkunç hava savaşlarından birinde öldü. Fakat o düşmanın 26 uçağı, 80 tankını, 13 gemisini, 600 askeri aracı ile birçok askeri hedefleri yerle bir etti. O’nun için Rus General H. İsagov şöyle diyordu: “Kahramanların kahramanı hakkında çok kitap yazılması gerekir. Onun parlak adıyla daha yapılacak çok işlerimiz var.”

Bugünkü Alman parlamentosu Reichtag binasına Kızıl Ordu askerleri tarafından çekilen SSCB sembolü, Kızıl Bayrak Hitler faşizminin kalbine saplanan hançerdir. Faşizm yenilmiş tarihin çöplüğüne gönderilmiştir. Dağıstanlı İsmailov Abdulhakim ve arkadaşları tarafından burçlara dikilen Kızıl Bayrak sembol olmuştur. Yenilgiyi kabul eden Almanya, Sovyet Mareşali Jukov ile “Teslimiyet Anlaşması” imzalamak zorunda kalmıştır.

A. Hitler’in sonu ise hazin olmuştur. Savaşı kaybedeceğini görünce saklandığı delikte intihar etmiştir. Mussoli’nin akıbeti de ondan farklı olmamıştır.

Hitler faşizmini yenilgiye uğratan 15 Sovyet Cumhuriyeti’nden Sovyetler Birliği halklarının fedakarlıklarla dolu kahramanca direnişi olmuştur.

Oysa günümüzde ABD ile Avrupa Birliği ülkeleri savaşı galibiyete götüren ülkeler olarak kendilerini yeni nesillere propaganda etmektedirler. Bütün Avrupa ülkelerini işgal eden Hitler faşizmine karşı mücadele eden komünistler, devrimciler olmuştur. Bütün ülkeler teslim olmuş, Nazi yanlı iktidarlar işbaşına gelerek Hitler faşizmine destek olmuşlardır. Bu utanç onlara aittir.

1.Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda Türk devleti Ermenistan’ı işgal ve ilhak etmek için fırsat kollamıştır. Sovyetlerin yenilgisini ve Nazilerinin zaferini beklemiş ve ummuştur. Türk devletinin bu amacı günümüzde de sürmektedir. Bu gerçeklik son Karabağ savaşında bir daha kendini göstermiştir. İyi komşuluk ilişkilerinden uzak bir devlet ile sınırların açılması, karşılıklı ekonomik ve sosyal ilişkiler içerisinde bulunmak her zaman tehlikelidir.

Her zaman Türk devletinin tehditi altında bulunan Ermenistan, Pan Türk-Pan İslamist kuşatma altındadır. Bugün Ermenistan’a hangi iktidar gelirse gelsin bu gerçekliğin farkında olması şarttır. Türk Devleti var oldukça, tehdit de tehlike de var olacaktır.

1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda Hitler faşizmine karşı milyonlarca şehit verilerek, faşizme geçit vermeyen halkların devrimci direniş ruhu bugün Rojava’da kendini bulmuştur. Rojava halkının özgürce yaşama ve kendi geleceğini belirleme hakkı işgalci Türk faşizmi ve DAİŞ çeteleri tarafından yok edilmek istenmektedir. Ama nafile 9 Mayıs ruhu bugün Rojava devriminde dolaşıyor.

DAİŞ çeteleri diz çöktü, Türk faşizmi de mutlaka yenilecektir. Kürt, Arap halklarının haklı mücadelesi Amerikan, Ermeni, Türk, İngiliz, İspanyol, Hollanda, Alman… Enternasyonal devrimcilerin de sayesinde ve binlerce şehitler vererek zafere doğru emin adımlarla ilerliyor.

9 Mayıs Mücadele Ruhu kazanacaktır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu