GüncelManşet

Divan işçileri; “Hakkımız olanı alana kadar buradayız”

İstanbul: Koç Holding bünyesinde faaliyet sürdüren, Divan Turizm İşletmeleri A.Ş’nin Çekmeköy’de kurulu fabrikasında DİSK/Gıda-İş’e üye olan 52 işçinin işten çıkarılması üzerine Divan Pastanesi işçileri fabrika önünde çadır kurarak direnişe geçtiler.

Yılbaşından önce maşlarına zam ve çalışma koşullarında değişiklikler isteyen işçilerin talepleri yanıt bulmayınca işçilerde imza kampanyasına başladılar. Ancak imza kampanyası da sonuç vermeyince işçiler fabrika önünde direnişe geçti. Hemen yan tarafında karakol olan fabrika önüne çadır kuran işçiler, bir taraftan fabrika yönetiminin baskısı altında çadırda nöbet tutarken diğer taraftan polis baskısı altında direnişlerine devam ediyorlar.

Direnişin 12. gününde çadıra gittiğimizde Devrimci Demokrat Sendikal Birlik (DDSB) üyeleri de işçileri ziyarete gelmiş ve işçilerle direnişe dair sohbetler ediyorlardı. DDSB’den bir kişi işçilerle sohbet ederken, bu mücadeleyi sahiplendiklerini ve ellerinden geldiği kadar bu direnişi destekleyeceklerini vurguladı. DDSB faaliyetçisi işçiler gerçekleştirdikleri sohbetlerin ardından, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganları atarak çadırdan ayrıldılar.

Bizler de direnişte olan işçilerin sesine ses olabilmek için çadırda işçilerle röportaj gerçekleştirdik.

1898146 1611539725731673 3329493294965092559 nİlk olarak ismini vermek istemeyen ve paketlemede çalışan kadın işçinin bize süreci anlatmasıyla başladık.

 “Mücadeleye ilk olarak imza kampanyasıyla başladık, kampanyadan sonuç alamayınca sendikalaşmaya karar verdik. Sendikalaşmaya başladıktan sonra üç arkadaşımız işten çıkartıldı. Sebep olarak da iş yerinde huzur bozduğumuz gösterildi. Bizlerde üç arkadaşımızın işten çıkarılmasıyla sendika faaliyetine daha çok ağırlık verdik çünkü aynı son bizleri de bekliyordu. Sonrasın da bazı işçi arkadaşlarımızın öncülüğünde işten çıkarılan üç arkadaşımız için yemekhanede eylem gerçekleştirdik. Amacımız bütün işçileri gelen tehlikeden haberdar etmekti. Eylemimiz bittikten sonra bir sıkıntı olmadan evlerimize dağıldık. Ertesi gün dokuz kişiyi işten çıkardılar ve bu işçilere gece yarısı arayıp işten çıkardıklarını haber verdiler” diyen ve dokuz kişinin işten çıkarılmasının üzerine boykota geçtiklerini söyleyen işçi, üç gün boyunca fabrikanın mutfağında grev yaptıklarını ve fabrika yönetiminin direnişi kırmak için elinden geleni yaptığını vurguluyor. İşçi son olarak patronların en çok da olayın kamuoyuna yansımasından korktuğunu dile getirerek şunları söyledi; “Direnişimizin 3. gününde telefonlarımızla dışarıya haber göndermeyelim diye elektrikleri kestiler. Bu da fayda etmeyince polis eşliğinde direnişimizin 3. gününde bizi zorla kapıya attılar ve bizde çadır kurarak direnişe başladık. Normalde fabrikaya işçiler çadırın olduğu kapıdan girer ama bizimle sohbet etmesinler diye çadır kurduğumuz günden bu güne işçileri arka kapıdan işe alıp bırakıyorlar. Bizimle sohbet eden ve selam veren işçilerin güvenlik görevlileri tarafından fotoğrafları çekiyor ve ertesi gün o işçi işten atılıyor. Biz yaptıkları baskılara direneceğiz ve mücadele etmeye devam edeceğiz ta ki bizi işe geri alıp hakkımız olanı bize verdikleri güne kadar!” 

11042996 782576381833858 8811340792611272669 nDaha sonra Onur Görgü isimli işçi, bize fabrikanın tutarsızlıklarını ve iş koşullarının zorluklarını anlattı.  

İş yerinin daha öncesinde Ümraniye’de olduğunu ve Çekmeköy’e taşınırken hiçbir açıklama ya da gerekçe gösterilmediğini söyleyen Görgü iş yeri taşındıktan sonra baskıların ve zorlamaların artığını vurguladı. Görgü devamında, Ocak ayından önce yıllardır çalışan ve kadroya geçen işçileri bir anda işten attıklarını söyleyerek o işçilerin neden işten atıldıklarını öğrenemediklerini vurguladı. Görgü devamında; “Patronlar tutarsız önce bize ‘sendikalı olabilirsiniz’ deyip arkasından ‘bu fabrikaya sendika sokmayacağız’ diye açıklama yapıyorlar”

Ben sevkiyatta eksi 27 derecede çalışıyorum işe başlarken de öyle konuşmuştuk. Ancak işe girdikten sonra hiçte öyle olmadı. Ürünleri biz hazırlayıp koliliyoruz ve emekleri de biz dağıtıyoruz. Normalde sevkiyatçı dediğin hazır malı alır araçlara yükler ve yerine götürür. Biz de tam tersi işin üretiminden dağıtımına hepsini biz yapıyoruz ve aldığımız maaş ise bin iki yüz TL civarında. İzin yaptığımız günler de sayım olduğunda arayıp çağırıyorlar ve gelmekte mecburidir. Ben buradan herkese sesleniyorum bu çadıra gelin ve bizim hangi koşullar altında çalıştığımızı bizden dinleyerek bize destek verin” Çevredeki insanların ve kurumların duyarlılığından memnun olduklarını vurgulayan Görgülü, “Çadırın yol kenarında olmasından kaynaklı buradan geçen araçlar kornalara basarak sürekli destek veriyorlar. Civarda oturan insanlar sıcak yemek yapıp getiriyorlar, farklı sendikalar, kurumlar ve örgütler desteğe geliyorlar ve bizimle sohbetler ediyorlar” ifadelerini kullandı.

Oğluna ve direnişteki işçilere destek için gelen bir anne; “Benim çocuğum hiçbir suç işlemedi” diye anlatıyor neden orada olduğunu! Anne, düşüncelerini “Oğlum rahatsızdı ve üç günlük raporlu evde yatıyordu. Hasta olmasına rağmen gecenin bir yarısı arayıp işten attıklarını hakaret ve küfürler ederek söylediler. Olum sendikaya üye olduğu için, imza kampanyası başlattığı için 25. Maddeden işten attıklarını söylediler. Bizim çocuklarımıza birde zorla imza attırmaya kalkışmışlar, soruyorum bizim çocuklarımız haklarını aramaktan başka ne yapmışlar? Normalde 100 kişiye yakın işçi protesto ediyordu ama fabrika yönetiminin tehditleri karşısında 55 işçiye düştü. Bütün çabaları boşa çıkacak biz çocuklarımızın mücadelesinin yanındayız. Çocuklarımızı işe geri alana kadar da buradan gitmeyeceğiz” cümleleriyle dile getirdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu