Güncel

Katledenler serbest ama Şenyaşar ailesi sürgün hayatı yaşıyor

Suruç’ta 3 üyesi AKP’li vekil İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları tarafından öldürülen Şenyaşar ailesi failler tutuklanmayınca ilçeyi terk etti. Olay günü dükkanda olan ve yaralanan Ferit Şenyaşar, “terörist” olsaydık bu işi yapamazdık, dükkan işletemezdik. Bizim Suruç’taki işyerimizde, bütün okullarla ilişkimiz ve alışverişimiz var. Polisler de bizden alışveriş yapardı. Eğer öyle bir sorunumuz olsaydı devlet daireleri ile bir alışverişimiz olmazdı” dedi.

H. Merkezi: Urfa’nın Suruç ilçesinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız korumaları ve yakınlarıyla esnaf ziyareti adı altında HDP’li Hacı Esvet Şenyaşar, çocukları Adil ve Celal Şenyaşar’ı katletmişti. Olayın üzerinden 1 ayı aşkın zaman geçmesine rağmen failler hala tutuklanmadığı için kendilerini güvende hissetmeyen Şenyaşar ailesi ev ve dükkanlarını boşalttı.

Şenyaşar ailesi yaşadıklarını Evrensel’den Arjin Dilek Öncel ve Erdoğan Alayumat’a anlattılar:

Yaralı kaldırıldığı hastaneden savcılık talimatıyla taburcu edilip getirildiği Urfa Adliyesi’nde tutuklanan oğlu Fadıl Şenyaşar’ın serbest bırakılmamasına tepki gösteren anne Şenyaşar, 3 kişiyi toprağa verdikten sonra 1 oğlunu da cezaevine gönderdiğini belirterek, “Oğlum kendini ve kardeşlerini savunmuştu. Serbest bırakılmasını istiyorum” dedi.

“Artık onlara dur denilsin”

Yıldız ailesinden kimse hakkında gözaltı kararının dahi olmadığını belirten Şenyaşar tepkisini şöyle dile getirdi: “Bu nasıl bir hükümettir? Hükümet, hükümet olsaydı bu katliam yaşanır mıydı? Dünyanın neresinde hastanenin içinde 3 kişinin öldürüldüğü görülmüş. Hadi kavga ettiniz yaraladınız, hastanede nasıl öldürürsünüz? Onlar 3 kişiyi öldürdü. Bir kişi dahi gözaltına alınmadı. Herkes biliyor yıllardır orada dükkanı işlettiğimizi. Şimdiye kadar kimseye zararları olmadı, ailemin. Hayretler içindeyim ben. Hastaneden, dükkandan kameraları söken, görüntüleri silen onlar. Bu aile katildir, hırsızdır, para düşkünüdürler. Daha çok katliam işleyecekler. Artık onlara ‘dur’ desinler. Bu kadar acıdan sonra tek isteğim cezalarını çeksinler.

 “Şimdi ben yüzümü nereye döneyim?”

Yaşanan olaydan sonra evlerinden çıkarak başka bir yere sığındıklarını dile getiren anne Şenyaşar, “Şimdi mülteciler gibi bir evde 5 aile kalıyoruz. Yerimizden yurdumuzdan göçtük. Bu evdeki eşyaları konu komşu bize getirdi. Halimiz hal değil. Ağlıyorum olmuyor, Beddua ediyorum olmuyor. Rica ediyorum, tüm dünyaya bu çağrımı iletin. Şimdi ben yüzümü nereye döneyim? Nereye gideyim?” diye sordu.

“Sorumlular tutuklanırsa bu yangına bir su serpilir”

Olay günü dükkanda olan ve yaralanan Ferit Şenyaşar da, annesi ve ailesiyle birlikte taşındıkları yeni adresten Suruç’a dönmeyi düşünmediklerini söyledi. 2 dükkanlarını ve kardeşlerinin evlerini boşaltmak durumunda kaldıklarını aktaran Şenyaşar, artık faillerin tutuklanmasını beklediklerini söyledi. Şenyaşar şöyle devam etti; “Belki içimizdeki yangına bir damla su serpilir. Biraz olsun rahatlarız. Biz kardeşler olarak 5 ayrı evde yaşıyorduk. Evimizi, işimizi bıraktık. Şuan bir şey yapamıyoruz. Mağdur olduk, bütün aile bir evde yaşıyoruz. Psikolojimiz çöktü. Ben yaşadıklarımdan kaynaklı iç kanama geçirdim.

 “Kardeşim kendini savunmasa biz de ölecektik”

Kardeşi Fadıl’ın ailesi ve kendisini korumak için nefsi müdafaada bulunduğunu söyleyen Şenyaşar, “Eğer o vurmasaydı biz de ölecektik. Ki zaten bizden 3 kişiyi öldürdüler. Gelip işyerimizde bize saldırdılar. Kardeşim de kendini korudu ancak şuan cezaevinde. Aynı şekilde karşı tarafı düşünürsek, babam ve iki kardeşim hastanede polislerin gözü önünde vahşice hiç bir dine girmeyecek bir şekilde katlediliyorlar. Şuan karşı tarafta her hangi bir kişi tutuklanmadı. Bu bizim en büyük acımızdır. Bir an önce savcının gerekeni yapmasını ve o aileden bu olaya sebebiyet verenlerin cezalarını çekmelerini istiyoruz” ifadesinde bulundu.

“Kendimizi güvende hissetmiyoruz”

8 yıl boyunca Suruç Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı ücretli öğretmenlik yaptığını, ancak iktidar tarafından “terörist” olarak ilan edilmesinden kaynaklı öğretmenlik yapamayacağına da dikkat çeken Şenyaşar, “Gittiğimiz hiç bir yerde kendimizi güvende hissetmiyoruz. Devlet kurumlarına giderken tereddüt içindeyiz. ‘Terörist’ olsaydık bu işi yapamazdık, dükkan işletemezdik. Bizim Suruç ‘taki işyerimizde, bütün okullarla ilişkimiz ve alışverişimiz var. Polisler de bizden alışveriş yapardı. Eğer öyle bir sorunumuz olsaydı devlet daireleri ile bir alışverişimiz olmazdı” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu