Ülkemizde ezilen, ötekileştirilen, hor görülen yani ezen sınıfın kar elde etmesi uğruna canları tehlikeye atılan, değer görmeyen halklar, faşist sistemin imha, inkâr, asimilasyon ve yozlaştırma politikalarına maruz kalıyor. Çeşitli azınlıktan, inançtan ve milliyetten insanların birlikte yaşadığı Türkiye’de halklar birbirine düşman edilmeye çalışılıyor. Böl, parçala ve yönet politikasını halkların üzerinde yoğun bir şekilde uygulamaya uğraşan sistemin amacı; yaptıkları kirli oyunların ve çevirdikleri düzenbazlıkların halklar tarafından fark edilmemesi ve kurdukları düzenin tehlikeye girmemesidir.
Ülkemizdeki yoksul, farklı inançtan, mezhepten ve kültürden insanların yaşadığı yerlerde, yani sisteme karşı çelişkileri daha fazla olan mahallelerde ve semtlerde sistemin köreltme, yozlaştırma ve asimilasyon politikalarını açıkça görmekteyiz. Özelliklede farklı kültürden insanlara şoven, ırkçı duygular yüklenip birbirlerine düşman edilmesi, Türkiye tarihinin başından beri yaşanmaktadır. Alevinin Sünni’ye, Kürdün Türke, Arabın Laza, düşmanlığı egemenlerin işine gelip iştahını kabartmaktadır. Bu politikalar özellikle devrimci demokrat farklı kesimden insanların yaşadığı semtlerde ve mahallelerde çokça görülmektedir.
Haksızlıklara, devletin şoven politikalarına karşı mücadele eden ve safını her zaman ezilen halklardan yana tutan, yurtseverlerin yoğunlukta olduğu mahallelerden biri olan Şahin Mahallesi’ne tanışmaya ve kaynaşmaya gittik. Partizan ve YDG okurları olarak gerçekleştirdiğimiz ziyarette mahallenin ileri gelenleri ve gençlerin yoğunlukta olduğu bir grupla sohbet ettik. Sıcak karşılandığımız ve bize karşı yoğun ilginin gösterildiği mahallede bize karşı yakınmada yok değildi. Uzun zamandır gelmediğimizi ve bu eksikliği gidereceğimizi söylediğimiz sohbette gündem ve sorunlar ile ilgili uzunca konuştuk. Kobane direnişini, ezilen halklara nasıl umut olduğunu, ağır silahlara ve emperyalizme karşı yüksek inancın ve direnişin galibiyetle eninde sonunda sonuçlanacağını konuştuk. Mahalle halkı çözüm sürecinde devletin iki yüzlülüğünü, sadece kendilerinin işine yaracak barışı istediklerini anlatıp buna karşı mücadelelerinin devam ettiğini anlatılar. Sohbette aynı zamanda devletin şahin mahallesi gibi muhalif olan mahallelere uyuşturucuyu sokmaya çalıştığı, çeteleşmeyi beraberinde getirmek istediği ve bunlara karşı mücadelenin devam ettiği de konuşuldu. Bizlerde haksızlıklara, adaletsizliklere ve şovenizme karşı mücadele etmenin yolu her kesimden ve her inançtan insanların yan yana gelerek omuz omuza çarpışmak olduğunu anlattık. Sohbetin sonunda YDG’nin 20–21 aralıkta gerçekleştireceği konferansa insanları davet ederek ve yapılacak olan etkinliklerde beraber faaliyet yürütmek için sözleşerek ayrıldık.
Bizler devrimciler olarak faşist sisteme karşı direniş gösteren mahalle ve semtleri yalnız bırakmamalıyız ve mücadelenin her zaman en ön saflarında olmalıyız..!
Tarsus YDG
