Güncel

İHD’den hasta tutsaklar için nöbet eylemi: Düşman hukuku uygulanıyor

İHD İstanbul Şubesi, hasta tutsakların ölüme sürüklenmesine ve tecrite karşı "Yaşamı savunuyoruz" şiarıyla nöbet etkinliği gerçekleştirdi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, hapishanelerde hasta tutsakların durumuna, tutsakların şüpheli ölümlerine ve artan hak ihlallerine ilişkin “Yaşamı savunuyoruz” şiarıyla nöbet etkinliği gerçekleştirdi.

Nöbet eylemine İHD Eşbaşkanı Eren Keskin ile Hakların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Musa Piroğlu, Züleyha Gülüm, Oya Ersoy ve Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’da katıldı. Ayrıca Özgürlükler için Hukukçular Derneği ÖHD) üyesi avukatlar ve Partizan da katılarak eyleme destek verdi. Salona, “Yaşamı savunuyoruz” pankartı asılırken, ağır hasta olmasına rağmen tahliye edilmediği için hayatlarını kaybeden tutsaklar Mehmet Ali Çelebi ve Halil Güneş’in fotoğrafları asıldı.

Nöbet eyleminin açılış konuşmasını ise İHD Eşbaşkanı Eren Keskin yaptı. Keskin, hapishanelerde hasta tutsaklara düşman hukuku uygulandığını belirterek, “İnsan hakları haftasına başlarken Garibe’nin ölümü ile karşılaştık. Tecridi öldürür diye sokaklarda haykırırken tecrit politikalarından mahpuslar yaşamlarını yitiriyor. 5 mahpus Garibe’den sonra yaşamını yitirdi. Bu anlaşılır bir şey değil” dedi.

“Herkesi bu konuda dayanışmaya ve duyarlılığa davet ediyorum”

Keskin’in ardından konuşan Sezgin Tanrıkulu ise, Türkiye’nin yaşadığı derin bir kriz ortamında insanların duyarlılık göstermediği için hapishanelerde ağır hak ihlallerinin yaşandığına dikkat çekti. Sezgin konuşmasında şunları ifade etti:

“Bu iktidar cezaevleri konusunda temel hak ihlali noktasına geldi. Bir ülkenin temel ölçütü cezaevleriyle ölçülür. Ama Türkiye’ye baktığımızda düşman ceza hukukunun ötesinde bir hukuk uygulandığını görebiliriz. Hatta bu hukukun da ötesinde bir uygulama var. Bir çok arkadaşımız bu hukukla içeride tutulmaya devam ediyor. Cezaevinde yaşamını sürdüremeyecek tutuklular var. Bunlara da farklı politika uygulanıyor. Bundan Adalet Bakanlığı sorumludur, iktidar sorumludur, günü gelince bunun hesabı sorulacaktır. Tüm herkesi bu konuda dayanışmaya ve duyarlılığa davet ediyorum.”

Tanrıkulu’nun ardından konuşan Oya Ersoy ise, Türkiye tarihinin hapishanelerde zulüm ve mücadele tarihi olduğunu hatırlatarak konuşmasına başladı. “Dışarıda ne zaman nefes alamaz hale geldiğinde cezaevlerinde hep katliamlar oldu” diyen Ersoy bugün yaşananların da buna benzer bir süreç olduğunu vurguladı. Tutsak siyasetçi Aysel Tuğluk’un yaşadıklarının bugün yaşananların bir özeti olduğunun da altını çizen Ersoy, “Bu durum iktidarın intikamının boyutudur. Bizim mücadelemiz, eşitlik özgürlük herkesin hür yaşadığı bir ülkedir. Ama kazanan bizler olacağız” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Musa Piroğlu ise, hapishanelerin cehenneme çevrilmiş durumda olduğunu vurguladı. İktidarın bu pratiğiyle toplumu baskılamak istediğini de söyleyen Piroğlu, konuşmasının devamında şunları ifade etti:

“Eğer iktidar tüm bunları bilerek yapıyorsa toplum iktidardan adalet beklemeyecek. İnsanlar ekonomik krizini iliklerine kadar hissediyorsa, toplumun her kesimi artık yeter diyorsa, iktidara karşı çıkmak gerekir. Bunun için omuz omuza gelerek dayanışmak ve bir an önce cezaevlerinde yaşanan sorunların önünü kesmek gerekiyor. Bu iktidar hakkı hukuku adaleti getirmeyecek beklemeyelim. Bu vicdan çağrısı değil toplumun geleceğine çıkma çağrısıdır, bunun farkına varılması gerekir.”

Nöbet eylemi, katılan ve destek veren kurumların selamlama konuşmaları ile sürüyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu