DerlediklerimizGüncel

NUBAR OZANYAN | Mücadele pîrozdur!

"Daha iyi, daha güçlü, daha sonuç alıcı çalışma nasıl yürütülür, başarmanın aklını, kazanmanın iradesini ve çabasını nasıl daha iyi ortaya koyabiliriz? Bizim bütün derdimiz bu olmalıdır."

Savaş ve yoksulluk dolu politikanın yarattığı yıkım ve kırım kabul edilemez; zulüm çekilemez noktaya geldi. Halkın soğana muhtaç hale geldiği, işsizlerin sayısının milyonlarla ifade edildiği bir dönem yaşanıyor. Kadın ve işçi cinayetleri yaşamın olağan parçası durumuna geldi. Hemen her gün Kürt halkının ve gerillanın başına zulüm yağmaktadır. Zulüm bilançosu okunduğunda, işgalci ve haksız savaşın ürkütücü boyutunun geldiği nokta daha iyi anlaşılır. Bir yıl içinde Medya Savunma Alanları tank, obüs, havan ve ağır silahlarla aralıksız biçimde on binlerce kez, direniş mevzileri 3.730 kez yasaklı silahlarla, 4.233 kez savaş uçaklarıyla bombalanmıştır. Verilen rakamlar bir savaş bilançosudur. Kürt halkı bu tablonun ne demek olduğunu çok iyi anlamaktadır. HSM, verdiği rakamlarla işgalci savaşın saldırganlık ve zulüm gerçekliğini açık bir şekilde gözler önüne seriyor.

Yasaklı, yakıcı gazlardan bahsediliyor. İnsanı nefessiz bıraktıran, acı içinde cansız koyan gazlardan bahsediliyor. Açık bir şekilde düşmanın gözü dönmüşlüğünden bahsediliyor. TC’nin yüzyıldır bitmeyen Kürt düşmanlığından, zulmünden bahsediliyor. Kurdistan topraklarının günde ve anda kaç kez bombalandığından bahsediliyor. Onur ve vicdan sahibi her insan göreve çağrılıyor. HSM’nin açıklaması aynı zamanda direnişe ve mücadeleye katılma çağrısıdır.

Onur ve vicdan sahibi herkes, gözlerini bu haksız işgalci savaş gerçekliğine dikerek sorumluluğunun farkında hareket etmelidir. Gazla, işkenceyle katledilenleri, ölümün vahşetini unutmadan seçim çalışmalarının önemini hissetmelidir. Soykırımcı Sultan’ın neden mutlak gitmesi, Saray’ın neden mutlak yıkılması gerektiğinin farkındalığıyla hareket edilmelidir.

Demokrasi ve özgürlük arayanlar, hak ve adalet talep edenler, değişim ve huzur isteyenlerin omuzlarında dünden daha ağır bir sorumluluk durmaktadır. Deprem felaketiyle birlikte artan bir şekilde öfkelerini dile getiren ezilenler, artık eskisi gibi yönetilmek istemiyor. Komprador Müslüman burjuvaların politik partileri ise yönetmekte ciddi şekilde zorlanıyor. Ayakları altındaki toprak fena halde kayıyor. Devrimci durum demini yaşıyor. Değişim anlarıdır. Demire şekil verecek, emek ve beceri isteyen sağlam örgütlülük talep eden bir çalışma gerekiyor.

Büyük bir ciddiyetle soluksuz bir kitle çalışmasıyla Yeşil Sol Parti adayları desteklenmelidir. Komprador ve ağalar bu seçimin kendileri için siyasi hayatlarının en kritik seçimi olduğunu belirtiyorlar. Her zamandan daha fazla kaybetme korkusu yaşadıkları için seçimin doğal olmaktan çıkıp “kritik” hale geldiğini belirtiyorlar.

Seçimin sonucu bazı değişiklikleri getirecektir. Sarsılmaz, yıkılmaz denilen besmeleli Müslüman Türk kompradorların soykırımcı faşist şefi ve etrafında toplanan bir avuç haraminin ayakları yerden kesilecektir. Sarsılıp kayıyorlar ve suratlarına hak ettikleri tokatın vurulmasını bekliyorlar. Onları göndermenin tam zamanıdır. Arsız yüzlerinde unutamayacakları derin bir iz bırakmak gerekir. Bu arsız besmeleli Müslüman komprador şef, aynaya her baktığında, her insan karşısına çıktığında çirkin faşist yüzünü görüp yaptığı zulmün acısını hatırlamalıdır.

Diktatör seçim süreci boyunca her türlü manipülasyonu, algı operasyonlarını, yalan ve aldatma üzerine inşa ettiği yabancılaştırma ve yozlaştırma yöntemlerini kullanmaya devam edecektir. Türlü sahtekarlıklar yapacaktır. Medya Savunma Alanları’na yönelik kimyasal saldırıları aralıksız bir şekilde sürdürmeye devam edecektir. Rojava topraklarına yönelik tehdit ve provokasyonların arkası kesilmeyecektir. Kaybedeceğini bilen diktatör, kontrolünü yitirmiş bir şekilde kin ve nefretini her tarafa yayacaktır.

Diktatör, “Onları 14 Mayıs’ta Gabar’a, Cudiye gömeceğiz” diyor. Kürt halkı kanı ve canı pahasına özgürlük tohumunu Gabar’ın, Cudi’nin en derin köklerine ekmiştir. Ve o tohum öyle güçlü ekilmiş ve öylesine güçlü kök salmıştır ki, Kürtleri gömmek isteyenler mutlaka o dağlara gömülecektir. Bu, tarihin şaşmaz ve kaçınılmaz yasasıdır. Tarih tanıktır ki, hiçbir diktatör özgürlüğü gömememiştir! Tarih yine tanıktır ki, özgürlüğü gömmek isteyen tüm diktatörler, döktükleri mazlum kanı içinde gömülüp kaybolmuştur.

İşçilerin, ezilenlerin önünde yürünecek onurlu bir yol ve yapmaları gereken doğru bir seçim tercihi vardır. Seçimlerini Yeşil Sol Parti adaylarından yana yaparak sultanların suratına hak ettikleri tokatı vurmalıdır. Başka seçenek yoktur! Mutlak kazanmak ve başarmak gerekir. Elbette ki bu gözü dönmüş katiller, utanmaz soyguncular seçimi kaybedince mücadelemiz bitmeyecektir. Seçimle demokrasinin geleceği ve bir devrimin olacağı hayaline kapılmamak gerekir.

Yoksulun, ezilenin kapısını çalmak, çalınan kapıların sayısını çoğaltmak, sokak-sokak, köy-köy dolaşmak, en etkili ve anlaşılır dilde faşizmin teşhirini yapmak, yüksek sesle hak ve özgürlükler talep etmek için çalışmalıyız. Politika büyük kalabalıklar içinde yapılır. Yoksul emekçi kalabalıklar arasında “Birlik, Mücadele ve Zafer” fikrini yaymalıyız. Daha iyi, daha güçlü, daha sonuç alıcı çalışma nasıl yürütülür, başarmanın aklını, kazanmanın iradesini ve çabasını nasıl daha iyi ortaya koyabiliriz? Bizim bütün derdimiz bu olmalıdır. İşçi cinayetine, kadın kırımına, gerilla katliamlarına dur demek için ayağa kalkmalı, öfkemizi bilince ve eyleme çevirmeliyiz. Herkesin mutlaka yapacağı “iş” vardır. Özgürlük ve kurtuluş mücadelesini seçimlerle yürütülen mücadele sınırları içine hapsetmeden yaşamın ve zamanın tüm alanlarına ve anlarına yaymak görevdir. Özgürlüğü ve kurtuluşu bulmayı amaçlayan mücadele pîrozdur.

(Yeni Özgür Politika – 18 Nisan 2023)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu